16 Mart 2013 Cumartesi günü Ekşiteker kızları olarak katıldığımız Yamaha Riding Academy’deki kadınlara özel olan ücretsiz güvenli sürüş eğitimimizin üzerinden epey bir zaman geçmesine rağmen blog yazısını yayınlayamamıştım. Şimdi gecikmeli yazımı eksikleriyle beraber nihayet ekliyorum.
Hepimizin bildiği büyük bir
gerçek var ki o da motosiklet kullanırken elbette kazançlarımız ve kayıplarımız
olduğu. Teorik eğitimin ilk girişinde bu kazançlar ve kayıplar üzerinde
konuştuk ve kazançlarımızın çok daha fazla olduğunu bir kez daha öğrendik.
Kayıplarımız noktasında ise en
büyük riskimiz şüphesiz ki kaza. Bu noktada kazaları da engelleyip, motosiklet
sürüşünü kazanca çevirmenin en büyük yolu motosikletimizle bir bütün olabilmek.
Öncelikle bu bütünlüğü sağlamak adına başlangıç seviyesinde en az 5000-6000 km
yol yaptıktan sonra eğer düşünüyorsak motorumuzun hacmini yükseltmek adına yeni
bir motor almayı tercih etmeliyiz.
Kazançlarımız konusunda pek
çoğumuzun bildiği ekonomiklik, daha fazla hareketlilik, daha az park alanına
ihtiyaç duyma, otomobile nazaran daha çevre dostu olma ve keyifli sürüş gibi
unsurlar mevcut. Ancak burada eğitimde üzerine düşülen nokta kayıplarımız ve
kayıplarımızı doğuracak riskleri ortadan kaldırmaya yönelik bilgiler oldu.
Ciddi bir motosiklet kazasında
aslında önceden tahmin edebileceğimiz riskler olması ve bu risklerin bilincinde
olmamız bizi kazadan uzak tutar. Örneğin kör noktaları önceden tahmin edebilmek
ve ona göre bir sürüş uygulamak bunlardan biridir. Daha yavaş gitmek,
sollamalarda görmediğimiz noktalarda çıkış yapmamak, kontrolsüz kavşaklarda
daha dikkatli olmak bizim önceden tahmin edip, uygulayabileceğimiz şeylerdir.
Sürüş yeteneği ne kadar gelişmiş
olsa da kullandığımız aracın lastik havasından lastik diş derinliğine, fren
balatasının kalınlığından fren diskinin durumuna kadar bizi olumsuz etkileyen
unsurlar mevcuttur. Ayrıca aşırı hız ve alkol diğer tüm araçlarda olduğu gibi
motosikletlerde de kayıp riskini en üst sınıra ulaştıran nedenlerdir.
Ayrıca motosikletlerin belirli
bir taşıma kapasitesi üzerine çıkması durumunda bütün yükün arkaya binmesi
sonucu özellikle viraj giriş çıkışlarında motosikletin kontrolünü kaybetme ihtimalinin
arttığı göz önünde bulundurularak, motosiklete aşırı yük almaktan kaçınmamız
gerekir.
Sürüş kıyafetleri oldukça
önemlidir. İster 50 metre, istersek 1000 kilometre yol gidelim, sürüş
kıyafetlerimizin her zaman eksiksiz olması gerekir. Örneğin 50 metrelik sürüş
mesafesi içinde biz oradan geçmeden önce yolumuz üzerinde kaza yapmış bir
aracın çekilmiş olması ve yolda o kazadan dolayı yağ olması ihtimali bizim
kayıp düşmemize ve kaza riskimizi arttırmamıza sebep olur. Sürüş
kıyafetlerimizin tam olması bu 50 metrelik sürüş içerisinde kayıp düşmemiz
durumunda yine düşüşümüzün trajik sonuçlar doğurmasına engel olacaktır. Türkiye’de
tüm dünyada olduğu gibi takılması gereken tek zorunlu ekipman kasktır. Ancak
herhangi bir biçimde motosikletten düştüğümüz anda ilk vurduğumuz yer ayak
bileğimizdir. Arkasından dizimiz, kalçamız, dirseğimiz, omzumuz ve en son
kafamız gelir. Kafamızı yere vurma ihtimalimiz %20 dolaylarındadır. Ancak
kaskımızın kafamızda olmaması durumunda bu %20’lik ihtimal oldukça ciddi bir
ihtimaldir.
Motosikletlerimizin bakımı da oldukça
önemlidir. Motosikletler iki tekerli araçlar oldukları ve aslında fizik kurallarına
aykırı hareketlerle döndükleri için kesinlikle bakımlarını aksatmadan
yaptırmamız gerekir.
Teorik eğitimde aldığımız
bilgileri tartışarak, değerlendirdikten sonra inanılmaz korkunç bir havada,
karla karışık yağmurun altında, rüzgara karşı 6 kadın ve 6 YBR 125 olarak piste
çıktık. Alanda bizimle beraber 3 de eğitmenimizle o havaya rağmen tüm gün durmaksızın
eğitime devam ettik.
Aramızdan 3 arkadaşımız hali
hazırda motosiklet sürücüsü oldukları için biz geri kalan 3 kişi, bu vites, bu
fren, bu gaz, bu debriyaj şeklinde önce motorumuzu tanımaya başladık. Yaklaşık
bir 10 dakika sonra da motosikletlerimiz üzerinde, eğitmenlerimizin
yönlendirmesiyle pistte turlamaya başladık.
Zaman zaman artış gösteren
rüzgara ve hızlanan yağmura rağmen bizim için temel sürüş eğitimi zorlu
şartlarda tamamlandı. Slalomlar, vites alıştırmaları ve ani frenleme tekniği
üzerine yaptığımız çalışmalar sonucunda da Yamaha Riding Academy’den
sertifikalarımızı alıp, evimize döndük.
Eğitimde izlediğimiz birkaç
videonun İngilizce versiyonlarını da ekliyorum. Tamamını bulabilmek için çok
uğraştım ancak elime geçen ancak bu kadarı oldu.
Blog yazısını çok fazla uzatmanın
gereği yok. İlerleyen zamanlarda alacağım eğitimlerle de karşılaştırmalar
yaptıkça daha iyi bir anlatım gerçekleştirebileceğimi düşünüyorum. Şimdilik ilk
temel eğitim anımız böyle olsun.
Tehlikenin
Sezilmesi:
Yanılsama:
Kör Noktalar:
Kaskın Önemi:
1 yorum:
teşekkürler
Yorum Gönder