20 Mayıs 2013 Pazartesi

Gece, Bisiklet ve İstanbul: Velonotte



Velonotte, İtalyanca bisiklet ve gece anlamına gelmekteymiş. Binlerce pedalcının aynı anda, tarihi bir rotada gün doğumuna kadar sürdüğü, gün doğumunu gördüğü, gecenin sessizliği ve karanlığında mimarinin ve sokakların siluetini izlediği bir organizasyon.

18 Mayıs gecesi İstanbul'da bir ilk gerçekleştirileceği, gece İstanbul asfaltında bisikletlerin akacağı haberini aldığımızda hepimiz heyecanlandık. 


18 Mayıs, aynı zamanda gece açık müze günü. Devlet müzelerinden, özel müzelere her müze senenin 18 Mayıs günü saat 23:00'a kadar ücretsiz kapılarını açıyor gececi ziyaretçilere. İki kaçırılmayacak, iki yorucu aktivite aynı güne denk gelince günler öncesinden sürekli değişen bir plan çizme telaşı içinde, nihayet 18 Mayıs'taki iki muazzam gece etkinliğini bağlamaya karar verdim.

Samatya'dan saat 18:00 sularında başladı etkinlik benim için. Sirkeci'de bisikletim için bir iki aksesuarı tamamlayıp, esnafla muhabbet etme fırsatı buldum. Söylediklerine göre Velonotte onlar için de muazzam bir gelir kaynağı olmuş. Konuştuğum dükkan sahibi sadece kask satışından 660 lira kazanç sağladığını, onun yanında beşten fazla sıfır bisiklet sattığını heyecan ve mutlulukla belirtti.

Sirkeci'den alınması gereken zincirleri aldıktan sonra rotamızı Gülhane Parkı'na çevirdik. Gülhane Parkı'nın içinden İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne ulaşıp, bisikletlerimizi kapıya kilitledik. Müzenin güvenlik görevlileri bugüne kadar karşılaştığım en iyi görevlilerdi. Bisikletlerimizi kendi bekledikleri yere zincirlememizi tavsiye ederek, biz talepte bulunmadan göz kulak olacaklarına söz verdiler. Bu şekilde içimiz oldukça rahat bir şekilde müzeyi yaklaşık 4 saatte gezerek günün en yorucu aktivitesini tamamlamış olduk. 


Müzeden çıkıp, Sultanahmet Meydanı'nda bekleyen kalabalık bisikletçi grubuna dahil olduk ve kahvelerimizi içtikten sonra organizasyonun başlangıç noktası olan Dikilitaş'a geçtik. Yol boyunca meraklı turistlere organizasyonu anlatarak kısacık yolda, uzun bir sürüş yaptık.

Dikilitaş'a geçtiğimizde gördüğümüz bisikletli kalabalık heyecanımızın artmasına sebep oldu ve saat 00:00'a gelirken pedallara basarak rotamızı başlattık.

Organizasyonun olumsuzluğuyla ilgili söylenecek çok şey var. Birincisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi  ve İstanbul Emniyeti'nin sınıfta kaldığı. Rota cumartesi günü için seçilebilecek riskli bir rotaydı ve Bisikletliler Derneği emniyetin kesmesi gereken yolları kendi çabası ve araç sürücülerine ricalarıyla kesti. Laleli üzerinden Süleymaniye ve Unkapanı üzerinden yanlış yönlendirmeyle Eminönü alt geçidine geçtik. Organizasyonun en keyifli anı bu alt geçitte yaşandı. Her zihinde tek bir imge vardı. Karanlıkta yanıp, sönen ateş böcekleri gibi arka ışıklarımız kırmızı kırmızı bir yanıp, bir sönüyordu. Vitesler küçültüldü, rotanın belki de tek ciddi yokuşu tırmanıldı ve Bankalar Caddesi üzerinden Karaköy'e çıkıldı.

Sonrası bir hengame, sonrası biraz kaos oldu. Kabataş'a geldiğimizde ekibin Zeyrek tarafına yönlendirildiğini duyup, beklemeye başladık. Bekledik, bekledik gelen giden olmayınca Dolmabahçe'ye devam ettik. Dolmabahçe'de tekrar durup, diğer ekibi beklerken gelen telefonla arkadaşlarımızın Beşiktaş'ta olduğunu duyunca pedallayıp, yanlarına geçtik ve yarım saatlik çay ve yemek molası verdik.

Beşiktaş Meydanı'nda toplanan ekiple buluştuktan sonra da Ortaköy'e doğru polisin tek şeridini kapattığı ama kimsenin sığmadığı yolda tüm şeritleri kullanarak Ortaköy Meydanı'na vardık.

Meydanda bekleyen vapura binmek yerine günü Ortaköy Camii'nden gelen sabah ezanıyla karşılayıp, tekrar Samatya istikametine pedallamaya başladık yaklaşık 10 kişilik bir grup olarak.


Gecenin en üzücü olayını da dönüş sürüşü sırasında yaşadık. Taksinin sol kapısını bakmadan, kontrol etmeden açan bir kişi yüzünden bisikletçi bir arkadaşımız kapının çarpmasıyla düştü. Çok büyük bir zarar olmasa da yaşadığımız panik, üzüntü ve saygısızlığın, dikkatsizliğin yarattığı huzursuzluk canımızı sıktı.

Tempomuzu biraz daha arttırarak Galata Köprüsü üzerinde şafağı karşıladık ve Yenikapı'da güneşin doğuşunu izledik. 

Organizasyondaki tüm aksaklıklara ve olumsuzluklara rağmen bir daha olsun ve bir daha 2000 bisikletçi aynı anda, aynı yöne sürelim derim. Gece trafikte sürmek, günü bisiklette rüzgarı ve günün ilk ışıklarını hissederek karşılamak gibi bir keyfi yaşamama vesile olduğu için bile özel benim için Velonotte.

Bir daha ki sefere birlikte pedallamak üzere...

0 yorum:

Yorum Gönder

Hürriyet