29 Mayıs 2013 Çarşamba

Motor Değil, GEZİ PARKI!


“Biz laf üretmiyoruz. Biz iş üretiyoruz. İşte birileri geliyor. Taksim meydanında Gezi Parkı'nda şöyle olmuş böyle olmuş. Ne yaparsanız yapın. Biz kararı verdik. Eğer tarihe saygınız varsa, önce o Gezi Parkı denilen yerin tarihi nedir onu araştır bak. Orada tarihi yeniden ihya edeceğiz.” (R.T.E.)





Bugün motor değil konuşacağım şey. Bugün Gezi Parkı, bugün 3. Köprünün temel inşaatı. Bugün kimsesizlik, umursanmazlık söylemem gerekenler.

1992 yılının baharıydı ilk karşılaşmamız. Şimdinin adı “eski” olan, bol virajlı, Bolu Dağı’na tırmanmalı İstanbul yolunda döndüğümüz her virajda denizi arıyordu gözlerim.

Ben henüz zihninde imgeleri birleştirip, gerçeği algılayamayacak; yolda düşündüklerini, hissettiklerini büyüdüğünde sanki gerçekten yaşanmış sayacağım bir yaştaydım. 7 yaşındaydım… Uyudum, ablamın dizine yatıp, arka koltukta öylece uyudum. Gözümü açtığımda bir yerde durmuştuk, ben babamın kucağındaydım bol ağaçlı bir yerde, kuş sesleri ve cam bardağa çarpan çay kaşığı tınısı geliyordu kulağıma… Devam ettiğimi hatırlıyorum uykuma… 

Gezi Parkı’ymış o İstanbul’a ilk merhaba dediğim yer. Seneler sonra, evde annemle kaybettiklerimizin ardından fotoğraflara bakarken fark ettim orası olduğunu. 

Büyüdüm, herkesin çizmesi gereken rotada mimar bir babanın sanat tarihi uzmanı kızı oldum. Öğrendim Gezi Parkı’nı, Topçu Kışlası’nı, yangınlarını, o alanda yapılan maçları, o parkta yaşananları…

Geçtiğimiz Pazar günü bisikletimle Bebek’e gitmeyi kafaya koyup, başladım pedallamaya. Karaköy’e geldiğimde çağırdı Gezi Parkı. Bisikletimi sürüp, çay içtim. Oturup, oynayan köpekleri, kendi hallerinde dans edep Afrikalı gençleri, çocukları, kuşları, kedileri izledim… Bisikletime atlayıp, içinde iki üç tur attım ve çıktım. Ben çıktım, kepçeler girdi. Ben çıktım, ağaçlar devrildi. 


Bugün benim anılarım hepsine kepçe, benim parklarımın hepsine dozer, benim çocukluğumun, gençliğimin, geleceğimin, doğamın, toprağımın hepsine rant girmiş. Önce Ankara’mda Kuğulu Park’ım, Atatürk Orman Çiftliği’min kokusunu hala duyduğum ağaçları; şimdi de İstanbul’daki nefesim Gezi Parkı…

1 yorum:

Unknown dedi ki...

aoç'nin yanından geçerken gözlerim doldu geçen gün..

gezi parkı'nı, güzelliklerini falan bilmesem bile, acını paylaşıyorum..

Yorum Gönder

Hürriyet